Biraz Tebessüm
*Abdest var mı?
*Yoook
*Namaz var mı?
*Yoook
*Zikir var mı?
... *Yoook
*Fikir var mı?
*Yoook
*Şükür var mı?
*Yoook
Ee yeme içme, yatıp kalkma var mı?
*Vaaar
*Onu benim ahırdaki öküz de yapıyo.....!!!
Ölür müsünüz, öldürür müsünüz
Bizim coğrafyamızın fıkraları tabii ki çok farklıdır bunlardan. Seçimde kazananlara burada yenilmiş muamelesi yapmak nasıl Amerika’da zor anlaşılırsa, fıkralar da her coğrafyada farklı içerikler taşır.
Osmanlı paşası, çevresindekiler
arasında dalkavukluk yarışı açmış. Bunlardan biri ertesi gün paşaya bir satırı
Arap harfleriyle, bir satırı Latin harfleriyle yazılmış bir mektup göndermiş.
Paşa adamı çağırıp, “Bu mektup ne anlama
geliyor?” diye sormuş. Mektubu yazan izah etmiş bir satırı Arap bir satırı
Latin harfleriyle yazılmış mektubu:
- Paşam bir satırı sağdan sola, aşağıdaki
satırı soldan sağa okursunuz. Başınızı her satırın sonunda başa döndürmek
zorunda kalmayacağınız için aziz boynunuz yorulmaz!
Bir de Osmanlı paşasına bayram
sabahı “Ölür müsünüz, öldürür
müsünüz?” diye soran konağın kahyası vardır. Paşa “Neden?” diye sorunca kahya, “Komşu konağın paşası size bayram hediyesi
olarak ipek kefen göndermiş” diye durumu açıklar ya.
Bu fıkraları bir Amerikalıya
anlatsanız herhalde gülmez. Bizim Nasreddin Hoca fıkralarının tadına varmakta
zorlanacakları kesindir.
Hoca ve dilenci
Hani Hoca yolda eski bir
tanıdığına rastlamış. Adam “Hoca özledim
seni, bize gel de tuz ekmek yiyelim” demiş. Hoca akşam adamın evine gitmiş.
Bir bakmış ki yemek masasının üzerinde gerçekten sadece tuz ve ekmek var.
O sırada evin aşağı kattaki kapısı çalınmış. Ev sahibi pencereden aşağı eğilip, kapıyı çalan kim diye bakmış. Bir dilenci “Allah rızası için bir sadaka” diye sesleniyormuş kapının önünde.
Ev sahibi sinirlenmiş, “Aşağı gelirsem gebertirim seni, defol git” diye bağırmış. Ama dilenci “Bir sadaka” diye direnmiş. Bunun üzerine Hoca pencereden aşağı eğilip, dilenciye seslenmiş:
O sırada evin aşağı kattaki kapısı çalınmış. Ev sahibi pencereden aşağı eğilip, kapıyı çalan kim diye bakmış. Bir dilenci “Allah rızası için bir sadaka” diye sesleniyormuş kapının önünde.
Ev sahibi sinirlenmiş, “Aşağı gelirsem gebertirim seni, defol git” diye bağırmış. Ama dilenci “Bir sadaka” diye direnmiş. Bunun üzerine Hoca pencereden aşağı eğilip, dilenciye seslenmiş:
- Kardeşim hemen git buradan. Bu adamın
dediği dediktir. Gelirse gerçekten gebertir seni…
Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer. Bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterler. Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir. Bunun üzerine hoca:Nasıl da akıllandın
-Ben balığın sadece başını yiyeceğim der.Hancı bunun nedenini sorar. Hoca da:
-Balık başı zekayı artırır.Balık başı yiyen insan akıllı olur de...r.Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca'ya :
-Balık başını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum der.Hocada itiraz etmez.Balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur.Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hoca'ya seslenir:
-Sen koca gövdeyi yedin karnını doyurdun.Ben sadece kafayı yedim aç kaldım der.Hoca da bunun üzerine şöyle der:
-Bak hemen nasıl da akıllandın! :)
Çoban ile Banka Danışmanı
Çoban´ın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş. Tam o anda, Yanına bir Cherokee Jeep yanaşmış. Brioni gömlek, Cerruti ayakkabılar giyen, Ray-Ban gözlüklü ve YSL kravatlı bir sürücü aşağıya inmiş ve çobana sormuş.- Eğer kaç tane koyunun olduğunu bilirsem bana onlardan bir tanesini verir misin?
Çoban bir adama birde koyunlarına bakmış,
- Tamam diye cevap vermiş. Genç adam arabasını park etmiş, telefonunu bilgisayarına bağlamış bir NASA sitesine girmiş, GPS´ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 excel tablosunu açmış ve 150 sayfalık bir rapor basmış. Çobana dönmüş,
- Tam olarak 1586 adet koyunun var demiş.
Çoban
- Doğru diye cevap vermiş,
- Koyununu alabilirsin. Genç adam koyunu almış ve jeep´inin arkasına koymuş. Bu sefer çoban genç adama dönmüş.
- Eğer senin ne iş yaptığını bilirsem koyunumu geri verirmisin? Diye sormuş.
Adam,
- Evet neden olmasın diye yanıtlamış.
- Sen Dunya Bankasi ´nda Danışmansın demiş çoban.
Adam sormuş,
- Nasıl oldu da bildin?.
Çoban
- Çok basit diye cevap vermiş.
- Buraya çağrılmadan geldin, bu bir..
- İkincisi benim bildiğim bir şeyi bana söylemek için benden birkoyunumu istedin.
- Üçüncüsü yaptığın hiçbir şeyden anlamıyorsun çünkü köpeğimi aldın!Bu yayını daralt
Eşinin başı açık kendi kafası kapalı olanlar
Bazı siyaset uzmanlarının yorumlarına göre, TBMM’nin yeni Başkanı Köksal Toptan’ın eşinin başının açık olması ile, devletin zirvesinde denge sağlanıyormuş. Bu hesapla, bakarsınız Bakanlar Kurulu da “Bir tane eşinin başı açık- bir tane eşinin başı kapalı” bakanlardan oluşan dengeye dayalı kurulur. Böylece bakanların başlarında akıl olup olmadığına bakmak gereği de ortadan kalkar.
Çünkü bu uzmanlar, eşinin başı
açık ama kendisinin kafası dünyaya kapalı nice isme “rejim”i teslim etmeyi çağdaşlık diye
sunuyorlar.
Alıntı Mehnet BARLAS
Gezdim şam ile halep,eyledim ilmi talep ; insanda yok ise haya ile edep,, okusada merkep....! okumasada merkep......!
Müslümanlar 5'e ayrılır:1-Tam zamanlı..2-Cumadan Cumaya..3-Ramazandan Ramazana..4-Bayramdan Bayrama..5-"Benim kalbim temiz"
Adamın biri tam uçağa binecekmiş, arkasından bir ses duymuş: -sakın binme uçak düşecek- Adam dönüp bakmış kimse yok. Allah allah demiş. İçinede bir kurt düşmüş, binmekten vazgeçip diğer uçağı beklemiş. O arada acı haber gelmiş : -Uçak düştü bütün yolcular öldü-
Ertesi gün trenle gideyim en iyisi demiş, tam trene binecek yine aynı ses – sakın binme tren raydan çıkacak demiş.- Dönüp bakmış arkasına yine kimse yok. Neyse demiş binmiyeyim en iyisi. Akşam trenin haberi gelmiş, raydan çıktı diye. Adam şükretmiş.
Ertesi tam otobüse binecek yine aynı ses – Sakın binme, otobüs kaza yapacak.- Adam bakmış yine kimse yok, sinirlenip bağırmış : Kimsin lan sen… Aynı ses tekrar duyulmuş. – Ben senin iyilik meleğinim.- Adam dahada kızmış : ee ben evlenirken neredeydin o zaman
HOCA İLE ÖĞRENCİ ARASINDAKİ BİR DİYALOG
Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturdugu masaya oturmuş.-Profesör kaşlarını çatarak: " Öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz!
- Öğrenci: "O zaman ben uçuyorum...
...
- Profesör cevaba çok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavını başarısız geçmesi için elinden geleni yapmış.Yalnız sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış.
- Profesör öğrenciye: Sana son bir soru soracağım, demiş.Yolda yürürken iki torba bulduğunu hayal et, birinde akıl var, diğerinde ise para var. Hangi çuvalı alırsın?
- Öğrenci: Para olan çuvalı seçerdim...
- Profesör: Ben akil olan çuvalı seçerdim...
- Öğrenci:Normal ! Kimde ne eksikse onu seçer...
- Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin not defterini alıp içine "öküz" yazmış.
- Öğrenci nota bakmadan odadan cıkmış.Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış :
"Sayın profesör, imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz" demiş.
BUYURUN CeNaZe NAMAZINA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder