20 Nis 2012

Köyümü göresim gelir

Bayburt Eymur Köyü

Köyümü göresim gelir


İlkbahar mevsiminin gelişiyle herkesin yüreğinde bir köy özlemi yavaş yavaş kıpırdamaya başlar. Bir çoğu köye gitme heyacanını şimdiden dost ve arkadaşlarla paylaşarak gidip gitmeyeceğini, veya ne zaman ğideceğini herkes biri birine sorar, öğrenir ona göre programlar yapılır. Gidene kadarda 

sürekli köy ve köye gidiş sohbetleri yapılır'da yapılır. Neden bu kadar sevgi derseniz! tabiiki onu ancak köyde doğup yaşayan tozuyla toprağıyla, dağıyla taşıyla haşr olan bilir.  İşte, Şair "Köyümü göresim gelir"adlı güzel şiiriyle özlem ve hasret duygularını dile getirerek bizlere ne güzel tercüman olmuş. Hazırlıklar yapıpılıpta köye gidilmezmi hiç elbette gidilir. Gidenlere öncelikle hayırlı yolculuklar dilerken, bir şeyide ihmal etmemek lazım, asıl unutulmaması gereken şey Yüce Allah cc.nın rızasına uygun olan Sıla'i rahimdir; Sıla'i rahimin daha çok insani olan! bazı gereklerini gerçek bir ibadet bilinciyle yerine getirirsek çok daha iyi olur. 

İşte o zaman yapmış olduğumuz memleket ziyareti sevap hanemize kazanılmış iyi bir amel olarak işlenir İNŞAALLAH. selamlar, Bayburt Eymur Köyü


 BİR HADİS

Müjdeler olsun sana!

(Bir kimse, köydeki arkadaşını ziyarete gider. Bir melek ona der ki:
- Böyle nereye gidiyorsun?
- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.
- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da, onun için mi gidiyorsun?
- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum.
- Müjdeler olsun sana! Beni Hak teâlâ gönderdi. 
Hiçbir menfaat ummadan arkadaşını ziyarete gittiğin için, Rabbimizin sevgisine kavuştun.) Hadis-i Şerif -Müslim, Hakim





SILA-İ RAHİM

Sıla: Kavuşmak, ulaşmak, vuslat demektir.
Sıla; “ulaşmak”,“ kavuşmak” manasına gelen “vusul” kökünden mastardır.
Rahim; kelime olarak rahmetten gelir. Rahmet “acımak”, “şefkat duymak ” manalarını taşır.
Akrabalık, hısımlık, yakınlık, kuvvet, karabet gibi farklı kelimelerle dile getirilen beşeri yakınlığı ifade eder. (Fîrûzâbâdî, İbnü'l-Esir)
Bir nesneyi bir nesneye ulaştırmak bitiştirmek ve eklemek manasındadır. (Okyanus)
Sıla-i rahim: Hısım akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek ve mektuplaşmak; alakayı devam ettirmek akrabanın kusurlarını affetmekdir.
“Sözgelimi iş ve ikamet yerimiz akrabalardan uzaklarda ise zaman zaman ziyaretlerine gitmek, mektup yazıp telefon etmek; yakında ise arada sırada görüşmek, yardımımıza muhtaçsa yardım etmek, hastaysa ziyaret etmek, bir meselesi varsa ilgilenmek; sürurunda tebrik, üzüntüsünde teselli ve taziyede bulunmak, hal hatır sormak, selam vermek vs. hepsi sıla-i rahme dâhildir.
Sıla-i rahim öncelikle akrabalara karşı talep edilmiş ise de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara karşı da vazife ve borç kılınmıştır.
Sözgelimi, karşılaştığımız bir mümine, tanımasak bile verilen bir selâm, yaşlı bir kimseye yer gösterme, otobüste yer verme, düşen bir çocuğu kaldırma, soran kimseye adres tarif etme, ictimâî münasebetlerde güler yüzlü, tatlı sözlü olma, hayırhah ve yardımsever tavrı takınma vs. hepsi birer sıla-i rahim'dir.
Şu halde sıla-i rahmi, bu sayılanlardan sadece biri olarak anlamak büyük bir eksiklik olur. Âlimler sıla-i rahmin dereceleri olduğunu, en yüksek derecesinin nikâh düşmeyecek derecedeki yakın akrabalar arasında bulunduğunu, buna riayetin farz olduğunu söylerler.
Bu görüşe göre amca, dayı çocukları arasında farz olmaz. En aşağı derecesini de selamlaşma olarak ifade eden olmuştur. Bazı âlimler, miras babında zevi'l-erhâm (yakın akraba) denen bütün akrabaya farz olduğuna hükmetmiştir.” (Kimya-yı Saadet)
Rahim (akrabalık) Allah’ın (cc) isimlerinden bir isimdir
Rahim (akrabalık) arşta güzel bir dille şöyle konuşur:
“Allah’ım! Benimle ilgi kuranla ilgilen, benden uzaklaşandan sen de uzaklaş.” Bunun üzerineCenab-ı Hak (cc):
“Ben Rahman ve Rahim’im. Rahimi (akrabalığı) ismimden aldım. Kim ona bağlanırsa, onunla ilgilenirim. Kim onu terk ederse, ben de onu yüzüstü bırakırım.” buyurdu. (Bezzar)

Kaynak: Buhari, Edeb 13; Müslim, Birr 17, (2555)
Hadis No : 3277
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın."

Kaynak: Buhari, Edeb 12
Hadis No : 3278
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Nesebinizden sıla-i rahm yapacaklarınızı öğrenin. Zira sıla-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır."

Kaynak: Tirmizi, Birr 49, (1980)
Hadis No : 3279
Ravi: Meymüne
Tanım: Resulullah (sav) 'dan izin almadan bir cariye azad ettim. Resulullah'ın benimle kalma günü gelip, beraber olduğumuz zaman: "Ey Allah'ın Resulü, cariyemi azad ettim, farkettiniz mi?" dedim. "(Sahi mi söylüyorsun), bunu yaptın mı?" dedi. Ben, "Evet!" deyince: "Keşke onu dayılarına verseydin, senin için daha hayırlı olacaktı!" buyurdular.

Kaynak: Buhari, Hibe 15; Müslim, Zekat 44, (999); Ebu Davud, Zekat 45, (1690)
Hadis No : 3277
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın."

Kaynak: Buhari, Edeb 12
Hadis No : 3278
Ravi: Ebu Hüreyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Nesebinizden sıla-i rahm yapacaklarınızı öğrenin. Zira sıla-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır."

Kaynak: Tirmizi, Birr 49, (1980)
Hadis No : 3279
Ravi: Meymüne
Tanım: Resulullah (sav) 'dan izin almadan bir cariye azad ettim. Resulullah'ın benimle kalma günü gelip, beraber olduğumuz zaman: "Ey Allah'ın Resulü, cariyemi azad ettim, farkettiniz mi?" dedim. "(Sahi mi söylüyorsun), bunu yaptın mı?" dedi. Ben, "Evet!" deyince: "Keşke onu dayılarına verseydin, senin için daha hayırlı olacaktı!" buyurdular.

Kaynak: Buhari, Hibe 15; Müslim, Zekat 44, (999); Ebu Davud, Zekat 45, (1690)

http://www.facebook.com/ilminfazileti


Memleket özlemi yanar içimde.
Yandıkça köyümü göresim gelir.
Vatan özlemiyle kavrulur içim.
Her geçen gün kahrımdan ölesim gelir...

Şimdi yemyeşildir o bizim eller.
Dalında şımarmış,diktiğim güller.
Gözümde yaş ile yüreğim özler.
Yakıp gurbet ili,göçesim gelir.

Bizim güllü inek,bir yavru yapmış.
Diktiğim meyveler,hep çiçek açmış.
Baktım ki bayrama,bayağı varmış.

Hasretten isyana düşesim gelir.

Sabah namazında ötüşür kuşlar.
Çiftçiler gününe böylece başlar.
Ayşe bacı öğlene patates haşlar.
Kokusunu buradan duyasım gelir.


Gece gök yüzünde parlak yıldızlar.
Altında saklambaç oynar çocuklar.
Sabahtan tarlaya gider azıklar.

Gurbetten köyüme uçasım gelir.



Çok vefaat eden olmuş köyümde.
Bende öleceğim günün birinde.
İstemem öleyim gurbet ilinde.
Köyüme vasiyet edesim gelir.

Sedat'ım yanarım köy hasretiyle.
Yaşayıp dururum,hep hayaliyle.
Anarım köyümü,her gün yar ile.
Gurbetten sılaya,göçesim gelir.


SEDAT YILDIRIM


18 Nis 2012

KUTLU DOĞUM -2


Bayburt Eymur Köyü

KUTLU DOĞUM -2



KUTLU DOĞUM -2

Bu Hafta Alemlere rahmet olarakgönderilen Peygamber Efendimizin doğumunun kutlandığı “Kutlu Doğum Haftası.” Busene ki kutlamaların konusu : “Hz. Peygamber, Kardeşlik Ahlakı ve KardeşlikHukuku” dur. Biz kardeşliği ondan öğrendik. Çünkü O, bizim hayatımızın anlamıdır ve rehberidir. 
Peygamberimizin doğumu mutlu bir olaydır. O’nu iyi tanımalıyız ve tanıtmalıyız. Çünkü Peygamberimizin hayatı; kardeşlik,muhabbet, şefkat, fazilet ve samimiyet dolu bir hayattır. 
Rahmet peygamberi Efendimiz bundan 1441 sene önce miladı 571 yılı günü Mekkededünyayı şereflendirmişti. Hz. Peygamber pazartesi günü doğdu. Pazartesi günüvefat etti. 

Hz.Peygamberin Şemaili: Hz. Peygamberin yüzü ayın on dördü gibi parlardı.Uzuna yakın orta boylu idi. Saçını uzattığı zaman kulaklarının memesini aşardı.Alnı açık ve genişti. İki kaşının arasında bir damar vardı. Kızdığı zamankabarır ve görünürdü. Adımlarını geniş atar yürürken yüksek bir yerden inergibi öne doğru eğilir vakar ve sükûnetle rahatça yürürdü. 

Bakmak istediği zaman bakacağı tarafa tamimiyledönerek bakardı. İnsanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü ve en yumuşaktabiatlısı idi. Soyca insanların en şereflisi idi. Onu tanıyanlar ona en derin sevgi ile bağlanırlardı. 

Hz. Peygamberin Ahlakı kurandı.

Hz. Peygamberin Ahlakı kurandı. Şahsıiçin kin tutmaz, öç almazdı. Bir şeyi beğenirse; Kuran, onu beğendiği içinbeğenirdi. İki şey arasında muhayyer bırakıldığı zaman en kolay olanınıseçerdi. Şayet o kolay olan şey günah bir şeyse ondan insanların en uzak duranıidi. Kötü söz söylemez. Kötülük etmezdi. Sözlerini uzatmazdı. Kelimeleri tanetane söylerdi. 

Duası:“ Allah’ım… Ahlakımı güzelleştir” diye dua ederdi. Lüzumsuz yere konuşmazdı.Kimseyi hor görmezdi. Hakka tecavüz etmedikçe kimsenin sözünü kesmez. Hakka tecavüzedince ya onu men ederek sözünü keser veya o meclisten kalkıp giderdi. 

“ Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere  gönderildim.” 


“ Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere (Peygamberolarak) gönderildim.” Buyuran Peygamberimize, Onun Ahlakına, Onun getirdiklerine,Onun oluşturduğu “Müslüman İmajına”, Onunyaymaya çalıştığıİslam anlayışına,Onun çizdiği modele; Hulasa Hz.Peygamber (s.a.v)den ve Onun ahlakından yararlanmaya her zaman olduğu gibi bugünde çok muhtacız.

Bu gün Müslümanlar ve hatta İslamülkeleri arasında ki kargaşa ve kaos ve buradan kaynaklanan nice insanlarınızdırabı Hz. Peygamberin güzel ahlak ve hayat felsefesinden nasibini alamamışkimi insanların karar ve uygulamalarında aranmalıdır.

Peygamberimizi (s.a.v), gelişen dünya şartlarına yön verecek, İnsanlık problemlerine çözüm getirecek K.Kerim zenginliğiile yeniden tanımalı ve tanıtmalıyız.

Yüce Allah, kulları olan biz insanlara onun nimet ve ihsanını Onunla tamamlamıştır. O, İnsanları tevhit inancına davet etmiş, kardeşlik duyguları içinde birbirini seven fazilet sahibi bir ümmet, bir İslam camiası meydana getirmiştir.

1989 yılından beri, Peygamberimiz Hz. MuhammedMustafa (sav)in kutlu ve nurlu doğumunun sene-i devriyesini “Kutlu DoğumHaftası” adı altında bir hafta boyu (14-20 Nisan) ülke çapında Hz. peygamberiçeşitli yönleriyle tanıtacak ilmî toplantılar düzenleyen ve faaliyette bulunantüm kardeşlerimin bu hayırlı hizmetlerini takdirle karşılıyor, SevgiliPeygamberimizin doğumunun 1441.Yıl dönümünün Vatanımızın huzur ve saadetine,milletimizin kardeşliğine, birlik ve beraberliğine, bütün insanlığın hidayetineve peygamber ahlakına yönelmesine vesile olmasını niyaz ediyorum. Selamlar. Münür GÖRGÜN

14 Nis 2012

KUTLU DOĞUM

Bayburt Eymur Köyü



KUTLU DOĞUM


Bizi ve her şeyi yaratan,bitmez ve tükenmez nimetler içinde yaşatan Yüca Allaha hamd eder,kutlu Doğumunun 1441.senei devriyesini kutlamakta olduğumuz Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)efendimizi,bütün ev halkını,soyundan gelenleri,kendisi ile sohbet ve islam davasına sohbet edenleri sevgi ve sygıı ile selamlarım.
Sevgili Kardeşlerim! Bilindiği gibi Cenabı Hak,İnsanlara akıl,zeka,irade gibi nimetler vermekle kalmamış onlara bir takım seçkin kişiler aracılığı ile doğru yolu göstermiş ve insanların karanlık dünyalarını aydınlatmıştır.Bu seçkin kişiler Peygamberlerdir.
Tarih boyunca dünyanın her yerinde görünen hayır,ahlak,fazilet,adalet,merhamet ve şefkat tezahurleri Allahın İrşad ve Hidayetine,Peygamberlerin İlahî Davetine dayanır.
Yüca Allah (c.c):"Her Ümmetin Peygamberi mevcüttür"(Farır/24,Yunus/47) buyararak bu gerçeği açıklamıştır.

 
Gerçekten Peygamberler,insanların mutluluğu için uğraşmişlar; hasedin,fesadın, şerrin,ahlaksızlığın kökünü kazıyıp atmak için çalışmışlar Kardeşlik ruhunun tesisi için uğraşmışlar ve insanlara seadet yolunu göstermişlerdir.
Peygamberler olmasa idi şüphesiz ki yer yüzü bugunkünden çok daha karanlık,çok daha sıkıntılı,problemler bugünkünden çok daha büyük olurdu.
Bu sebeble insanlık dün olduğu gibi bugün de o büyük yol göstericilere;Peygamberlere çok şey borçludurlar.İlk Peygamber Hz.Adam ile son peygamber Hz.Muhammed (s.a.v) arasında pek çok peygamberler gönderilmiştir.K.Kerimde sadece bunların 25 tanesinin ismi geçmektedir.


Peygamberler zincirinin son halkası Hz.Muhammed ( s.a.v)dir.O Hatemül-Enbiyadır.
Kıymetli kardeşlerim! Nurlu ve Kutlu Doğumunun 1441. seneyi devriyesini "Kutlu Doğum Haftası"adı altında 1989 yılından beri kutlamakta oldığumuz Hz.Peygamber(s.a.v)in doğumu elbette insanlık tarihinin en büyük hadiselerinden biridir.Hz.Peygamberin doğumu,topyekün insanlığın da yeniden doğumu sayılır.
O'nun dünyayı şereflendireceği güne kadar; ak'ın karadan,gecenin gündüzden,gülün de dikenden farkı yortu.Dünya adeta umumi bir matemhane,varlık da bir kaos'tu.O'nun doğumundan sonra her şey adeta yeniden dirildi ve gerçek değerini buldu.
Hz.Peygamber(s.a.v)in yeryüzünü şereflendirmesi;aynı zamanda insanlığın da dirilişi sayılır.Hz.Peygamber,cihanı aydınlatan mesajıyla;dünyayı yeniden göklere göre tanzim etmiştir. 


O'nun yaydığı aydınlık sayesinde karanlıkların büyüsü bozulmuş,şeytanlar bozguna uğramış,hak gelmiş ve eşyanın mahiyeti değişmiştir.
Çünkü Hz.Peygamberin (s.a.v) dünyaya geldiği devrede dünyada, insanın en muhtaç olduğu şey: Huzur , sükun,asayış,emniyet,kardeşlik ve kardeşlik ahlakı kalmamıştı.
Dünyanın bir çok bölgesinde kanlı boğuşmalara sahne oluyordu.Dünyanın düzen girmesi,insanlşığın islahı için,kardeşlik ve kardeşlik ahlakı için bir peygamberin gelmesine ihtiyaç vardı.Bütün dünya Hz.Peygamberi dört gözle bekliyordu.Beklenen gelecekti...Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz.Peygamber (s.a.v) bundan 1441 sene önce miladî 571 yılı pazartesi günü Mekkede dünyayı şereflendirmişti.Hz.Peygamber(s.a.v)in doğumu mutlu bir hadiseydi..
"Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere ( poeygamber olarak) gönderildim" (Muvatta) buyuran sevgili peygamberimize,onun ahlakına,onun getirdiklerine,O'nun oluşturduğu kardeşlik anlayışına ve " Müslüman İmajına",O'nun yaymaya çalıştığı islam anlayışına,O'nun çizdiği modele.....Hulasa Hz.Peygamber (s.a.v)den , O'nun örnek ahlakından ve kardeşlik anlayışından
yararlanmaya her zaman olduğu gibi bugün deçok muhtacız.Peygamberimizİ;gelişen dünya şartlarına yön verecek insanlığın problemlerine çözüm getirecek K.Kerim zenginliği ile yeniden tanımalı ve tanıtmalıyız.
Bunun için bu sene Kutlu Doğum Haftasında" kardeşlik ahlakı ve kardeşlik" konusu ön pilana çıkarılmıştır. 

Devam edceğiz İnşaAllah.Selamlar...



Münür GÖRGÜN

5 Nis 2012

Bayburtlu Zihni Kimdir

Bayburt Eymur Köyü

Bayburtlu  Zihni Kimdir



Bayburt'un Manevi Önderler



Zihni, Bayburt'un orta halli bir ailesine mensuptur.
Babası Hacı Osman efendinin ilmiyeden olduğu tahmin ediliyor.
Şairin asıl ismi Mehmet Emin olduğu ancak rüyasında kendisine Zihni diye hitap edilmesinden sonra Zihni adını taşıdığı belirtilmektedir.
Bayburtlu Zihninin Kırkpınar köyünde arazisinin olduğu oğlu Ahmet Revayinin üzerine kayıtların olduğu tespit edilmektedir.
Bayburtlu Zihni 16 yaşına kadar Bayburt daki
medreselerde tahsil görmüş Kuran-ı Kerimi hıfzetmiş arapçası mükemmeldir.

Divanındaki gazellerinden biride parçadır. Bayburt medreselerinden başlattığı tahsilini Trabzon ve Erzurum medreselerinde tamamlayıp 20 yaşlarında İstanbul'a gitmiştir.

Bazı devlet büyüklerine sunduğu kasideler sayesinde Divan-ı Hümayun kalemine katip olmuş 10 yıl sonra tekrar Bayburt'a dönmüştür.

Anabiritanika da diğer kaynakların aksine Hopa , Of, Karaağaç, Ünye, Sürmene,Vakfıkebir ilçelerinde nahiye müdürlüğü yaptığı yazılıysa da doğrusu mal müdür lüğü olsa gerektir. 1828 -1829 Rus işgalinden sonra Erzurum a gidip Mora lı Devriş Paşanın ve Erzurum Valileri; Rauf , Galip ve Eğinli Salih Paşalarla
haznedar zade Osman Paşanın katipliklerini yapmıştır.

Tekrar İstanbul'a gidip Çanakkale Muhafızı Vasıf Paşaya mektupcu olmuş ve 1838 de Hacca gitmiştir. Hacdan geri dönüşünde Sultan Abdül Mecid-i bir culisiye ile tebrik etmiş ve Divanını 1839 da Baba Aliye takdim etmesi üzerine Hocalık rütbesi ile taltif edilmiştir.

Gözlüklü Reşit Paşanın Divan Katibi olarak donanmayla Akka ya gitmiş oradan Mısıra geçip tekrar İstanbul a dönmüştür. Daha sonra Hopa ve Of mal müdürlüklerine tayin edilmiş,sonra sırasıyla Ünye, Karacaağaç, Sürmene, Vakfıkebir ve yine Ünye de mal müdürlüğü yapmıştır.

Ünye de mal müdürlüğü görevinden istifa edip Trabzon'a dönmüş niyeti Bayburt'a gitmekti. Maçka yakınlarında 1859 yılında vefat etti. Vefat ettiği köyün ismi Bahçekayadır. Oğlu Revayi babasının Divanını bastırmış Sergüzestname'yi ise çoğaltarak dağıtmıştır. Zihninin mezarı 1936 yılında eski Trabzon Erzurum Yol üzerindeki imaret tepesinde kendi adına yapılan türbeye,kemikleri bir sandukayla getirilerek nakledilmiştir

Kaynak Bayburt Valiliği 


Zihni'nin hayatı ve Eserleri 

Şair Zihni “Divan”ında Bayburt’un kültür manzarasını şöyle tasvir eder:

Aşina-yı hakayik mecazdır Bayburt
Neşr-ü tahsilde Mısr-i hicazdır Bayburt


Bayburt manileri ve Erzurum’la irtibatlı olanlar bu coğrafyadaki halk kültürü bütünlüğünün diğer örnekleridir. Bayburtlunun ferdi psikolojisi sevgi yumağıdır, bakınız;

Bayburt’un kalesiyem
Açılmış Lalesiyem,
Bayburt’ta bir yar sevdim.
Ben onun kölesiyem.


Devamı için: Bayburtun Manevı Önderleri




3 Nis 2012

UHUD


UHUD


Resulullah (sav) ashabına şöyle dedi: "Uhut'da şehid olan kardeşleriniz var ya! Allah, onların ruhlarını yeşil kuşların içine koydu. Bunlar cennetin nehirlerine giden, cennet meyvelerinden yiyen ve Arşın gölgesine asılmış altından kandillere girip istirahat eden kuşlardır..



UHUD SAVAŞININ YAPILDIGI GÜN BUGUN ŞEHİTLERİN ŞEHİTİ HZ HAMZAYA VE DİGER SAHABELERE SELAM OLSUN...ALLAH ŞEFAHATLERİNE MASHAR KILSIN 

23 Mar 2012

Nerede olursan ol


Nerede olursan ol


Nerede olursan ol ALLAH ’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.

Tirmizî, Birr, 55

"Peygamber (s.a.v.) kimseye sövmez ve lanet etmezdi. Lüzumundan fazla konuşmazdı. Bizden birine darıldığında: "Alnı toprak olasıca!" derdi."[1] 
(Secde etsin anlamında)


kaynak [1] Buharî, Sahih, kıtabu'l-edeb, bab: 44; İmam Ahmed, Musned, 111/144; Beyhakî, Delailu'n-Nubuvve, 1/314.


13 Mar 2012

Bayburtlu Celali

Bayburt Eymur Köyü

Bayburtlu Celali



Celâli, yokluk içinde geçimini sürdürmeye çalışırken, on dokuz yaşındayken köyünden evlendiği hanımını kaybetti. Kundakta bir de oğlan çocuğu kalmıştı.
Şair, hanımı için yazdığı ağıtta, ona olan sevgisi yanında yokluk içinde geçirdikleri günleri de dile getirir:



Götür


Ev bark etmek için tenli mereği
Düzüp koşmak için tepir eleği
Şu gavdan yaptığın tecir tereği
Divân-ı Bâri'ye yâdigâr götür

Elinle ördüğün çöp çorabını
Kahân eylediğin kelem bağını
Gabal biçtiğimiz sap orağını
O ulu Tanrı'ya armağan götür

Yetim gömleğini diken iğneyi
Her gün yal verdiğin topal ineği
Ayran topladığın o ak küleği
Mahşer yığnağına sakla sar götür

Üç god arpa beş god çavdar ekerdik
Kesmük ekmeğine hasret çekerdik
Nâmertlere ağu merde şekerdik
Sözünü tekrar et iftihar götür

Ele kısmet balsa bize kısmet pay "taş"tı
Yokluktan derdimiz deriden aştı
Açlıkta uğraşmak hayli savaştı
Çektiğin mihnetten âh u zâr götür

Yetim bırakmıştın emzik vaktında
Gamınla kardeştik gençlik çağında
Bir bağ becertmedin vuslat hâlında
Gönül yaraların hep berât götür

De ki kâdir Mevlâ'm bize ilişme
Dünyâda sızlayan çıbanı deşme
Celâlî Baba'dan sorma söyleşme
Bu dertli çobandan bir selâm götür


Celâli, küçük çocuğunu kayın validesine bırakarak, Bayburt, Erzincan ve Elazığ
yörelerini dolaştı. Pek çok şairle tanıştı. Bu ilk gezisinden sonra köyüne döndü.
Bayburt Merkez bucağı Hindi köyünden Leyla adında bir hanımla evlendi. Leyla dan
Bahri adında bir oğlu oldu. Şiirlerinde eşi Leyla'dan ve kövü Hindi'den söz eder:


Leylâ
Hüblar yığnak etmiş aşk dîvânında
Karyeler kadrini kıymet ederler
Bir nazm-ı gazelde Hindi sânında
Ehl'i ask olana minnet ederler

Celâli bu tarih taşı Hindinin
Hind'e bedel her kumaşı Hindinin
Konağı aşçısı aşı Hindinin
Cennette Rıdvan'ı hayran ederler

Ne dedim darıldın gözlerim nuru
Bugünkü sitemin dünden ziyâde
Çektin asumandan delilin topunu
Dehr ü zamanımda günden ziyâde

Çekmiş gam kervanın yük tutmuş
Leylâ Gözüne aldırmış pek ırakları
Vardım ki oturmuş hicran köşküne
Dağıtmış başından lıep çırakları

Bir söze aldattı şeydâyı
Leylâ Yedi yıl bekletti sahrayı
Leylâ Bilmezdi Celâli Leylâ'yı
Leylâ Sevdadır kaynatan bu nifakları



ALLAH Rahmet eylesin

Devamı İçin: Bayburtun Manevi Önderleri

10 Mar 2012

DUA


DUA 


İnsan, aciz ve muhtaç bir varlıktır. Anaya, babaya, tabiata ve özellikle Allaha muhtaçtır. İnsanın, hastalıklardan, üzüntülerden, tehlikelerden, bela ve musibetlerden, fakirlik ve sıkıntılardan tam anlamıyla kurtulması mümkün değildir.  Allah Teala, Rahman ve Rahimdir. Kullarına karşı çok merhametlidir. İnsanlara,hayatın sıkıntılarını giderecekleri, huzur ve sükunet bulacakları bir kapı açmıştır. Bu kapı dua kapısıdır. 
Dua, çağırmak, yardım istemek, ibadet etmek manalarına gelir. Yani; kulun bütün benliğiyle Yüce yaratana yönelerek ondan istek ve dilekte bulunmasıdır. dua etmek, Allahtan yardım talep etmek, ona boyun eğmek ve işleri ona havale etmek, insan için bir sığınaktır. Müminin ihtiyaçlarını arz edeceği yegane merci Allah Taaladır.
 
Bütün yaratıkların tabiatında Allaha doğru bir yöneliş vardır. Birçok ayette canlı ve cansız bütün varlıkların Allah'ı andığı açıkça vurgulanmaktadır. Bu ayetlerin birinde şöyle denilmektedir:
   
"Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allahı tespih eder. Her şey O'nu hamd ile tespih eder. Ancak siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halimdir ( hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır." (İsra,17/44)
 
Varlıklar arasında en mükemmeli olan insan, özü itibariyle yaratıcısına ulaşma, ona sığınma ve onu tanıma arayışı içinde yaratılmıştır. Bu sebeple insan,tarihinin hiçbir döneminde duadan uzak kalmamıştır.

Dua, en önemli kulluk göstergesidir. Kul ile Rabbi arasında irtibatı sağlayan bir ibadettir.
Dua, insanlık borcudur. Allaha yalvarmaktır. Allahtan yardım istemektir. Kulun isteklerini Rabbine bildirmesidir.
Nitekim Allah Resulü (s.a.v):
"Hiçbir şey Allah katında duadan daha değerli değildir. " buyurmuştur. (Tirmizi,İbni Mace)


Yüce Allah (c.c) da :
" De ki eğer duanız olmasaydı Rabbim size ne diye değer versin"(25/Faukan/77)buyurarak insana duası sebebiyle değer verdiğini beyan ediyor.
Dua,Allaha tam teslimiyettir. Hamd etmektir. Nimetlere şükretmektir. Dua.ruhun cilasıdır. Müminin silahıdır. Hayır, yardım ve merhamet dileğinde bulunmadır. En büyük zenginlik, kulun ihtiyaçlarını Yaratanına arz etmesidir.
 
Yüca Allah (c.c):" Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin,duanıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler yakında hor ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir" (40/mümin/60)
Dua, Allahı hatırlamaktır. Dolayısıyla Allahın da kulunu hatırlamasına sebep olur. Yüce Allah (c.c):
" Beni hatırlayın ki bende sizi hatırlayayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin" (2/.. ) Allahın rahmet kapısı dua eden herkese açıktır:
"Kullarım beni sana sorarlarsa, ben çok yakınım.Bana dua ettiğinde dua edenlerin duasına cevap veririm. O halde doğru yolu bulmaları için çağrımı kabul etsinler, bana iman etsinler" (2/bakara/186)
 
Dua,  Allhla kul arasında kuvvetli bir bağdır. Kulluktan bahsedilen bir yerde duadan bahsetmemek mümkün değildir. Hayatı duasız düşünmek de mümkün değildir. Yaşadığımız hayat baştan sona kadar duadan ibarettir. Dua, Allah gazabının paratoneridir.
 
Dua, Allahın emridir 

Yüce Allah (c.c) : " Rabbinize yalvara yalvara ve gizlice dua edin. Çünkü o, haddi aşanları sevmez." (7/araf/55)
Dua ve şükür, nimetlerin artmasına sebep olur. Yüca Allah (c.c) : " Şükrederseniz nimetlerimi artırırım." ( İbrahim/7)


Dua, istek ve iştiyakla kalpten yapılmalıdır. Kalpteki duyguların lisan yoluyla Rabbe ulaştırılması lazımdır. Kul halini ahzetmelidir. Hz.Eyyup (A.S) ın yaptığı gibi:
" Ya Rabbi şüphesiz ki bana zarar dokundu ve sen erhamurrahimisin." (Enbiya 83) 
Bazande kul, hem halini arz etmeli hemde isteğini dile getirmelidir.  Zekeriya (A.S) ın yaptığı gibi: "Ya Rabbi katından bana temiz b ir zürriyyet ver. Şüphesizki sen düaları işitensin" (Enbiya 87)

En güzel, en veciz, en camialı dualar  
En güzel, en veciz, en camialı dualar K.Kerimdedir. Bunların bir kısmı peygamberlerin ve iyi kulların dualarıdır. Müslümanların bunlarla dua etmeleri için bunlar k. kerimde tescil edilmişlerdir. Bu dualar, adeta yüce Allaha birer dilekçe örnekleridir. Peygamberimiz ekseriya bu dualarla dua ederdi. Efendimiz ayrıca binlerce hadisle de duanın ehemmiyetini ümmetine öğretmiş,hem de hayatın her sahasında yapılması gereken duaları öğretmiştir. 
K.Kerimdeki dualar ve peyğamberimiz (s.a.v)in yaptığı ve öğrettiği veciz ve özlüdualar, kendileriyle dua edilmeğe en layık dualardır.

Hz.Ademin duası:
"Rabbimiz nefislerimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbette zarara uğrayanlardan oluruz."
Hz. İbrahim (a.s)ın duası:
" Rabbim bana salihlerden bir oğul ver." ve yine:" "Ya Rabbi beni ve zürriyyetimi namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz duamızı kabul eyle. Rabbimiz beni, anamı-babamı ve müminleri hesap gününde bağışla."
K.Kerimde Hz.Peyğambere öğretilen bazı dualar:
"De ki Rabbim, şeytanların vesvesesinden sana sığınırım. Ve huzurunda bulunanlardan sana sığınırım." (Müminun,93)

Ve: "Rabbim beni bağışla ve merhabet et. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. "(Müminun,98)

Hz.Aişe (r.a) Hz. Peyğamberin en çok yaptığı dua: " Allahım bize dünyada da ahirette de güzellikler ver. Bizi cehennem azabından koru." duasıydı.
Hadislerde varid olan dualar:" Allahım,senden hidayet, takva,iffetli olmayı ve zenginlik isterim." (R.Salihi,3/66)

 Bir adam müslüman olunca 

Bir adam müslüman olunca, Peyğamber (s.a.v) ona namazı öğretir ve şu duayı yapmasını emrederdi:
"Allahım beni bağışla,bana merhamet et, bana afiyet ver ve beni rızıklandır.Bunlar dünya ve ahirette sana
yeter."(R.Salihin,3/67  
Dua,  gönülden, gizlice ve alçak sesle, günahlara pişmanlık duyarak, kıbleye yönelerek ve Allahın adıyla başlayarak yapılmalı. Dua esnasında dini şuur yoğunlaştırılmalı. kabulü için acele edilmemelidir. Duanın kabul edileceğine inanılarak israrla duaya devam edilmelidir. A yrıca isteğini  Allaha arz etmeden önce Tevbe ve istiğfar edilmeli. Allaha hamdü sena, Peyğamberine selatu- selam Getirilmelidir. Allah bizlere dünyada da Ahirette de güzellik versin."
M.GÖRGÜN: E. MÜFTÜ

 

Ey cümleye Ma'bud olan,derdime derman sendedir
Aşıklara matlub olan,derdime derman sendedir
Aşktır benim ana giden,aşktır murada ırgören
Olmuş gönüllerdir gören,derdime derman sendedir,

Aşktır tenimde can olan,mesti elest insan olan
Aşıklara iman olan, derdime derman sendedir
Sensin Kerim Sensin Rahim, aşıklara aşkın naim
Vaslın cinan hicrin cahim, derdime derman sendedir,

Taceddinoğlu çaresi çoktan, bezm'i avaresi
Lutfin senin çün çarasi,derdime derman sendedir
Geldik kapuna ya şekur, irham lena ya Rabbena
Sensin Kerim sensin Gafur, irham lena ya Rabbena,

Başım kodum bu meydana, muntazırım ben ihsana
Garikım gerçi isyana, irham lena ya rabbena
Günahım oldu gayetsiz,senin lutfin nihayetsiz
Nice bulam hidayetsiz,irham lena ya rabbena,

Taceddinoğlu dir kaldım, günahım anladım bildim
Yüzüm kara sana geldim, irham lena ya rabbena

ŞEYH TACEDDİN. 


9 Mar 2012

Hayırlı cumalar.

Bayburt Eymur Köyü

Hayırlı cumalar.


Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de, Cuma günü ve gecesinde işlenilenden daha kötüsü  yoktur.


Yaradan Rabbimin ''affına'' resulünün '' sevgisine'' cennetin en güzel'' köşesine'' mazhar olabilmeniz dileğiyle.. 
Hayırlı cum'alar.

26 Şub 2012

UMRE İBADETİ

Bayburt Eymur Köyü

 Münür GÖRGÜN 

UMRE İBADETİ



      Sevgili kardeşlerim; Mukaddes beldelere gitmek, Mekke'yi görmek Beytullah'ı tanımak, tavaf etmek ,Safa ile Merve arasında say etmek, minayı, müzdelifeyi, arafati tanımak,medinede bulunmak, Mescidi Nebevide namaz kılmak;hulasa pek çok peygamberin doğup büyüdüğü toprakları,yerleri; kutsal beldeleri ibadet maksadıyla ziyaret etmek, gezip görmek; özellikle Sevgili peygamber efendimizin doğduğu, büyüdüğü ve görev yaptığı o mukaddes mekanları ibadet maksadıyla ziyaret etmek; yani Hacca ve Umreye gitmek her müslümanın gönlünde yatan bir istek ve arzudur
Bu sene de kutsal beldelere gitme ve umre yapma imkanı bana verdiği için Yüce Allaha sonsuz hamdü senalar ediyorum. Selam götürdük dua ile ayrıldık.  En kısa zamanda tekrar gitmek arzu ve isteyi ile...Yüce Rabbim herkese nasip etsin.
     Değerli kardeşlerim; Umre yokçuluğu,hac yolculuğu gibi bir ibadet yolculuğudur. Bu yolçuluk kişinin manevi hayatını gözden geçirmesi ve ruhi bir yenilenme gerçekleştirebilmesi için bir fırsattır. Umre, Müslüman'ın hayatında dönüm noktası teşkil eden ibadetlerdendir.
      Müslüman, manevi dünyasını geliştirmesi,yenilemesi ve zenginleştirmesi için bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Bu kutsal seyahatin amacına uygun bir şekilde gerçekleşebilmesi için ,bilinçli bir şekilde yerine getirilmesi gerekir. Şüphesiz ki peygamberlerin, Hz.İbrahimin (s.a.v)ve özellikle Peygamber efendimizin (s.a.v)doğup büyüdüğü, peygamberlik yaptığı o uğurda pek çok sıkıntılara katlandığı, o mukaddes yerlere ibadet maksadıyla gitmek ve ziyaret etmek elbette bilinçli,şuurlu ve duygulu bir şekilde olmalıdır.değilse yapılan yolculuk anlamını yitirir. Bu duruma düşmemek için,ilk insan ve ilk peygamber Hz.Adem(A.s)'den itibaren pek çok ulul-azm peygamberin Allaha bağlılık ve teslimiyetine şahit olan kutsal topraklarda bulunurken bir bakıma kendimizi yeniden keşfetme yolculuğuna çıktığımızın farkında olmalıyız.
     İnsan olarak herkesin birtakım hataları, günahları ve yanlışları olabilir. Bu ibadetlerin bilinçli ve şuurlu yapılması ve o mukaddes iklim,günahlarımızın affına sebep olabilir. Geleceğe yönelik olarak da hayatımızda ter temiz bir sayfa açabilmek için büyük bir imkan bize sunabilir.Çünkü mübarek mekanlarda bulunmak,günahların affı ve duaların kabulu için önemli bir fırsattır.
     Umrenin fazileti ile ilgili olarak Hz. Peygamber(s.a.v)şöyle buyurur:"Umre, diğer bir umre ile arasındaki günahları siler."(Müslim,Hac,437,hadis No:1349) ve:" Ramazanda yapılan umrenin sevabı bir haccın sevabına denktir."(İbni Mace,Menasik,45.Hadis No:2991)
     İhrama girmek hazura çıkmaktır. Mahşerde Allahın huzuruna çıkacağını ve hesap günü hesap vereceğini hatırlamak ve bir çeşit mahşeri yaşamaktır.
    Bu sebeple Hac ve umre ibadetlerinin hatta tüm ibadetlerimizin, cahiliye değerlerinin egemenliğinden kurtularak İslami ve insani değerlerin hayatımız boyu huzur iklimine girmemize vesile olmasını temenni ediyoruz. Selam ve Dua ile..... 

Münür GÖRGÜN  Emekli Müftü
25 Şubat, 2012 16:51